Athena grubunun solisti Gökhan Özoğuz Vogue dergisine hakkında bilinmeyenleri anlattı.
Şubat sayısında yer alan Özoğuz'u Ebru Çapa kaleme aldı.
Geçtiğimiz günlerde abdest alırken çekilen fotoğrafının fake hesapta paylaşılmasından rahatsız olan başarılı solist, kendini şu sözlerle ifade etti:
“Benim hayatım gökkuşağı gibi, bin tane şey var. Onların düşündüğü Müslüman olamam.
Hristiyanlık tarihinin önemli merkezlerinden biri olan ve buna ait çok sayıda eserin yer aldığı Bursa'nın İznik ilçesinde göl altında kalmış bir kilise ilk kez görüntülendi. Kilisenin bazı kaynaklarda yer alan ancak bugüne kadar herhangi bir izi bulunamayan Aziz Peteres Kilisesi olduğu tahmin ediliyor. Uludağ Üniversitesi (UÜ) Fen Edebiyat Fakülktesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin, "Kilisenin kime ait olduğu konusunda detaylı araştırmalara Bizans uzmanlarımız tarafından devam edilmektedir. Gerekli bilgilere ulaşıldığında konu kamuoyu ile paylaşılacaktır." dedi.
HALK PLAJININ 20 METRE AÇIĞINDA
İznik'te İnciraltı bölgesi ve balıkçı barınağı yakınlarında, halk plajının 20 metre açığında görüntülenen kilisenin, bölgede yapılacak olan bilimsel çalışmalar için önemli bir rehber olacağı bildirildi. Kilisenin ortaya çıkarılması için titiz bir çalışma yürütülüyor. İznik Belediye Başkanlığı ve İznik Kaymakamlığı'nın isteği doğrultusunda Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Şahin'in koordinatörlüğünde başlatılan İznik'in UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi kapsamına alınması çalışmaları kapsamında araştırma yapılırken göl altında tarihi bir kilisenin kalıntılarına ulaşıldı.
Daha önce Bursa Büyükşehir Belediyesi'nden bir ekip tarafından Tarihi Kültürel Miras Tespit Çalışmaları için havadan çekilen fotoğrafları tarayan heyet, antik dönemde 'Askania Gölü' olarak anılan İznik Gölü'nün kıyısında, kıyıdan yaklaşık 20 metre açıkta, 1.5-2 metre derinlikte anıtsal yapının kalıntıları tespit edildi.
UÜ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Şahin, "Yapı 3 neften (koridor) oluşan bazilikal bir plana sahiptir. Bu tür yapılar Roma çağında moda olmuş ve aslında mahkeme binaları olarak kullanılmışlardır. Milattan Sonra (M.S.) 313 yılındaki Milano Fermanı'ndan sonra Hristianlık Dini resmi olarak kabul edilince, dindar Hıristiyanlar tarafından bazilika formu, temel kilise planı olarak kabul edilmiştir. Göl altında tespit edilen yapı, doğu-batı istikametinde uzanması, doğu ucunda apsisin yer alması ve bazilikal planı nedeniyle bir kilise olmalıdır." diye konuştu.
5. YÜZYILDA YAPILMIŞ OLABİLİR
Yapının anıtsal formun İznik'te inşa edilen Ayasofya Kilisesine olan yakın benzerliğinden dolayı kilisenin M.S. 5. yüzyılda inşa edildiğini düşünüldüğünü belirten Prof. Dr. Mustafa Şahin, şunları kaydetti: "M.S. 740 yılındaki büyük depremde yapı yıkılmış ve su altına gömülmüş olmalıdır. Yapı ile ilgili bilgiler İznik Müze Müdürlüğü ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'na gönderilmiş, alanın 1. Derece Arkeolojik Sit kapsamına alınması için gerekli başvuruda bulunulmuştur. İznik'te başkanlığımda 2006 yılından beri arkeolojik yüzey araştırması yapılmaktadır. Eğer gerekli olan izinler alınırsa, yapıda sualtı araştırmalarının yapılması planlanmaktadır. Bu kalıntı İznik'te sualtı sergisi açısından da önemli bir potansiyelin bulunduğuna işaret etmektedir. Kilisenin kime ait olduğu konusunda detaylı araştırmalara Bizans uzmanlarımız tarafından devam edilmektedir. Gerekli bilgilere ulaşıldığında konu kamuoyu ile paylaşılacaktır."
Vatan